Kolposkopi Nedir ve Kimlere Yapılır?

Doç. Dr. Cihan Çetin: Kolposkopi nedir? Kolposkopi dediğimiz işlem kimlere yapılır?

Doç. Dr. Tolga Taşçı: Kolposkop ya da kolposkopi sistemi rahim ağzını ama sadece rahim ağzını değil vajinayı, dış genital sistemi vulvayı 20 – 40 kat büyüterek çıplak gözle göremediğimiz gizli hastalıkları açığa çıkarmak için kullandığımız bir optik sistemdir. Mikroskopa benzer ancak mikroskopun çalışma prensiplerinden biraz farklıdır.

En sık yaptığımız sebep, Smear veya HPV DNA, yani rahim ağzı kanseri tarama testlerinin bir tanesinde anomali bulunmasıdır. Ame bunun haricinde başka bir takım durumlarda da yapılabilir. Örneğin bir kadın cinsel ilişki sonrası kanama tarif ediyor ve muayenesinde bir problem görmüyorsak bu hastaya da biz kolposkopi yapabiliriz. Ancak dediğim gibi en sık uygulama nedeni tarama testlerinden bir tanesinde anomali bulunmasıdır. 

Amacımız anormal Smear sonucunun tanısını koymak ve bu sonucun altında gerçekten bir hastalık var mı, yoksa yanlışlıkla mı anormal çıktı o test, onu anlamaya çalışmak.

Doç. Dr. Cihan Çetin: Kolposkopide problemli olarak bazı durumlar rapor edilebiliyor, yani patolojik olarak rapor edilen bazı sonuçlar olabiliyor. Bunların ne tür bir anlamı vardır?

Doç. Dr. Tolga Taşçı: Evet artık internetin hayatımızın her alanında olmasından dolayı herkes, bu işle ilgilenen ya da başına bu tür şeyler gelmiş bir kadın açıp Google’a baktığında kolposkopinin anormal bulgularıyla karşılaşabiliyor: Aseto-White alan ya da lugol-negatif alan gibi. 

Kolposkopiyle rahim ağzı ya da diğer dış genital organları büyütüyoruz, ancak bununla kalmıyor aynı zamanda bazı özel boyalar yardımıyla çıplak gözle göremediğimiz gizli hastalıkları açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Bunun için kullandığımız yöntemlerden bir tanesi Asetik Asit. Asetik Asit’i %3-5 oranında sulandırdığımız zaman rahim ağzına ya da diğer bölgelere uygulayıp bir süre beklediğimiz zaman normal dışı dokular Asetik Asit’i daha çok tutuyor ve normalden dokulardan farklı renkle ayrılıyor, beyaza boyanıyor. Bu yüzden biz buna Aseto-White alan diyoruz. Aseta-White alanları da tabi boyayı tutma derecesi veya görünümlerine göre  ayırıyoruz. Aseto-White alan, bize aslında “biyopsi yap bana” diyen alan. Oradan biyopsi yapmak, tanıyı daha rahat koyabilmemizi sağlar.

Doç. Dr. Cihan Çetin: Peki kolposkopi işlemini ameliyathanede, genel anestezi altında mı yapıyoruz? Yani anestezi vermemiz gerekiyor mu bu işlem için? Ne şartlarda yapıyoruz?

Doç. Dr. Tolga Taşçı: Normalde kolposkopi için herhangi bir ameliyathane şartına gerek yoktur. Kolposkopun olduğu muayenehane şartlarında rahatlıkla yapılabilir. Herhangi bir anestezi işlemine de gerek yoktu. Ancak bazı hastaların kişisel özellikleri nadiren de olsa buna müsade etmeyebilir. Bu tip durumlarda gerçekten anestezi vermek gerekebiliyor. Ancak normal koşullarda anesteziye gerek yoktur. En fazla lokal anestezi yapılabilir çünkü kolposkopinin sonuna genellikle eklediğimiz Endoservikal Küretaj işlemi vardır. Bu işlem bir miktar rahatsızlık verebilir. Onun için lokal anestezi verilmesi genellikle yeterli olur.

Doç. Dr. Cihan Çetin: Çok da hastaların korkacağı bir durum değil anladığım kadarıyla kolposkopi işlemi. Sonuçta bir kamerayla bakılıp görüntüleme yapılan bir işlem.

Doç. Dr. Tolga Taşçı: Aynen öyle ama kolposkopiyi biyopsi ile birlikte değerlendirmek lazım çünkü kolposkopinin çok önemli bir kısmında biyopsi alınır. Rahim ağzından ve endoserviks dediğimiz  rahim kanalından alınır. Bu biyopsiler de genellikle ağrısızdır. Çünkü o bölgede duyusal sinirler çok azdır. Hasta biyopsi yaptığımızı genellikle anlamaz bile. Dolayısıyla biyopsi yapmamıza rağmen bir genel anesteziye çok büyük oranda genellikle ihtiyaç duyulmamaktadır. 

Doç. Dr. Cihan Çetin: Kolposkopinin bir riski var mıdır?

Doç. Dr. Tolga Taşçı: Milimetrik biyopsiler alıyoruz dolayısıyla riski yok denecek kadar azdır. Oradan bir enfeksiyon ya da ciddi bir kanama riski yok denecek kadar azdır. Ve hatta gebelerde bile yapılabilir. Bir gebede anormal veya yüksek derecede anormal bir smearle karşılaştığımız durumlarda gebelerde de rahatlıkla kolposkopi ve biyopsi yapıyoruz. Gebelerde yapmadığımız tek şey endoservikal kanal küratajıdır. O gebeliğe zarar verebilir, onu kesinlikle yapmıyoruz ama bunun haricinde kolposkopik biyopsiyi rahatlıkla bir gebeye bile uygulayabiliriz. 

Doç. Dr. Cihan Çetin: Örneğin bir gebede ASCUS  gibi bir sonuç geldiğinde bunlarda kolposkopik biyopsiyi yapıyor muyuz, yoksa özellikle kanserden şüphelendiren bir durum varsa mı yapmamız gerekiyor?

Doç. Dr. Tolga Taşçı: Evet gebelerde anormal smear yönetimi gebe olmayan kadınlara göre biraz farklı. Dediğiniz gibi ASCUS düşük dereceli bir anomali hatta ASCUS’un daha yükseği ama yine de düşük dereceli bir anomali olan LOWSIL’da da gebelikte kolposkopik biyopsi yapmaya gerek yoktur. Ancak  HIGHSIL dediğimiz bu anomalilerde mutlaka kolposkopik biyopsiyi gebelerde de gebelik sonuna ertelemeden yapmayı tercih ediyoruz. 

Doç. Dr. Cihan Çetin: Kolposkopi sırasında ya da kolposkopiden sonra hastanın dikkat etmesi gereken bir şey var mı? Şunu yapmamalı gibi bir kısıtlamamız oluyor mu?

Doç. Dr. Tolga Taşçı: Yok. Sadece biyopsi yaptığımız hastaların  birkaç gün cinsel perhiz yapmasını tercih ederiz. Çünkü biyopsi yaptığımız yerler hafif de olsa kanamaya meyilli yerlerdir. Bunun haricinde dikkat etmesi gereken hiçbir şey yok. 

Doç. Dr. Cihan Çetin: Endikasyonlarından bahsedersek, endikasyonlarından başka var mıdır yoksa esas kullanım alanı sitolojisinde bir problem saptanan hastalar mıdır?

Doç. Dr. Tolga Taşçı: Sitoloji dediğimiz, smear testi. Tabi yıllardır özellikle HPV-DNA testinin hayatımıza girmesinden önce hemen hemen bütün kolposkopi endikasyonları anormal smear olmasıydı ama artık smeari normal olmasına rağmen HPV saptanmış bazı hasta gruplarına da kolposkopi yapıyoruz. Örneğin ( burada tiplendirmenin de çok büyük önemi var), smeari tamamen normal olmasına rağmen HPV 16 veya 18 gibi çok yüksek riskli bir HPV varsa hastada smeari normal olmasına rağmen kolposkopi yapıyoruz. Ancak,16 ve 18 dışındaki yüksek tipler varsa ve smeari tamamen normalse bu hastaya biz kolposkopik biyopsi yapmadan 1 yıl süre verebiliriz. Bu bir yıl sonunda hala HPV’si pozitifse ya da smeari normalken anormalleşmişse o zaman kolposkopi yapmak gerekiyor.

Doç. Dr. Cihan Çetin: Peki, kolposkopiden sonraki aşama nedir? Kolposkopiyi yaptıktan sonra ne yapmayı planlıyoruz? Amacımız nedir?

Doç. Dr. Tolga Taşçı: Burada aslında çok önemli ve ince bir detay var: Burada kolposkopiyi niye yaptığımız önemli. Eğer kolposkopiyi bir düşük dereceli bir lezyon için yapmışsak, örneğin ASCUS veya LOWSIL gibi bir nedenden dolayı kolposkopiyi yapmışsak ve kolposkopide yine CIN1 gibi düşük dereceli bir lezyon bulmuşsak herhangi bir tedaviye ihtiyaç yoktur. Bir sene süren takip ama kolposkopik biyopsi neticesinde bir şey bulmamışsak bile önceki smear HIGHSIL ise o zaman yine kolposkopimize güvenmeden bir eksizyonel prosedür, leep gibi, bir rahim ağzının traşlanması diye halk arasında isimlendirilebilecek bir işlem yapmak gerekebilir. Bunun dışında kolposkopik biyopsimiz eğer eğer yüksek dereceli çıkmışsa ya da kanser çıkmışsa ona göre ne gerekiyorsa o tedaviyi yapmamız gerekiyor.